[ Asirin ] - Anasayfa
  - Arşiv
     - Genelleme, (Genel Konular..)
Sık Yemek Vücudu Yaşlandırır...
9008 defa okundu,

SIK YEMEK VÜCUDU YAŞLANDIRIR
Osmanlı hekimlerinin yüzlerce kez söylediği, herkesin kafasına vurarak öğrettiği şey az yemek! Geç kahvaltı, erken akşam yemeği olmak üzere günde iki öğün beslenmeyi tavsiye ediyorlar. Karnınız acıkmadan yemeğe oturup tam doymadan kalkacaksınız sofradan. Neden yemek yiyoruz? Vücudumuza enerji yüklensin ki beynimiz çalışsın. Otomobilin benzine ihtiyacı ne kadarsa bizim de gıdaya ihtiyacımız o kadar. Ama insanız ve gıdayı baştacı yapmışız, hayatımızın tek şekli. Vücut fazla gıdayı vücuttan atmak için çok çalışıyor. Karaciğer, böbrek, her organımız çok çalışıyor ve ihtiyarlıyor. Bugün zayıflamak için uygulanan metotlardan biri de sık sık yemek. Eski Osmanlı metoduna göre sık yemek vücudu yaşlandırır. Ama bugünkü amaç zayıflamak, organların genç kalmasına yardımcı olmak değil!

SOFRADA SADECE KAŞIK VARDI
Eskiden Osmanlı'da sofraya sadece kaşık konulurdu çünkü yemekler hep suluydu. Hazmı kolaylaştırıcı çorba, sulu yemekler yapılırdı. Amaç midenin hazmına yardımcı olmak. Mesela bugün meyveyi kabukla yiyoruz, mide perişan oluyor. Osmanlı hekimleri bunu da önermiyordu. Hoşaf geleneği de buradan geliyor. Çünkü o dönemki hekimler meyveyi topladıktan hemen sonra yenmesini tavsiye etmiyor. Çünkü meyve tam olgunlaştığında insana yararlı.

EN İYİ SPOR ATA BİNMEK
Spor çok önemli. Hatta bütün organlara spor yaptırılması öneriliyor. Mesela belleğin sporu çok nettir: Ezberlemek. Ezberlediğinizde hafızanız artıyor. Bütün iç organları ve vücudu çalıştıran spor at binmek. Salıncağa binmek hem ferahlatır hem organları çalıştırır. Spor yapamayan yaşlıları kayıklara bindireceksiniz, dalgalar sallayacak. İç organlar sallanınca dışarı atacağı şeyleri daha iyi atarmış.

BAĞIRSAKTAKİ KALINTI ÇOK ZARARLI
Yemekle aldığınız, vücuda fazla gelen şeylerden kurtulmanız, arınmanız çok önemli. Eğer arınmazsanız zararlı maddeler birikir, sizi hasta eder. Dolayısıyla kabız olmamak gerekiyor. Müshil, vücuttan atılması gereken her şeyin atılması demektir.

O dönemki hekimler kabızlığı hiç sevmiyor, dolayısıyla yeme-içmeyi ve saatini ona göre ayarlıyormuş. Hekimler 'Önce gıdanızı düzenleyin' der. Ispanak yediğinizde tuvalete çok rahat çıkarsınız. Eğer tüm önlemlere rağmen kabız olunduysa vücudu temizliyorlar. Bağırsakta en ufak bir kalıntının sağlığa zararı olduğunu düşünüyorlar.

Hekime gidenlerin sayısı azmış
O dönemde de hastalık ve kanser var ama çok az. Asla bugünkü gibi değil. Bütün ömrü boyunca hastalanmayanlar da olmuş. Hastalanmak zaten az görünen bir şey. Bunu hekime gidenlerin sayısından anlıyoruz. Hekim sayısı az olmasına karşın herkese bire bir hizmet veriyormuş. Buradan da hasta olmamaya yönelik alınan önlemlerin işe yaradığını görüyoruz.

SIRTÜSTÜ YATMAYIN
Osmanlı tıbbında uyku sadece dinlenmek için değildir. Yediğimiz gıdanın tam hazmedilmesine yardımcı olur. Normalde önce sağ, sonra sol tarafa yatmalısınız. Bunun nedeni midenin üzerine karaciğerin gelmesini sağlamak. Böylece midenin içindeki artıklar onun sıcaklığıyla temizlenecek. Sırtüstü yatmak unutkanlık yapar. Çünkü kan arkaya gidiyor. Beyni çalıştıran ön beyin. Önemli olan kanın dolaşması. Unutkanlık başladıysa yüz üstü yatacaksınız ki beynin ön tarafına kan gitsin.

ŞERBET İLAÇ GİBİ İÇİLİRMİŞ
Şeker, eskiden şeker kamışından üretilirmiş. Eskiden şerbetler ilaçmış. Kızılcık şerbetini içerseniz kabız olursunuz, gül şerbeti ise bağırsakları yumuşatır. Asla keyif için içilmez. İlaçların şerbet ve macun şeklinde verilmesinin nedeni bal, şeker ve pekmez ilacın etkisini artırması. Şeker pancarından elde edilen şekerin de zararı yok. Akışkan ve beyaz yapmak için kimyasal maddeler kullanırsanız ve çok yerseniz zararlı.

SOĞAN VE SARIMSAK AYNI ANDA OLMAZ
BUGÜN şeker çok yanlış anlaşılıyor. Tuzun yanlış anlaşıldığı gibi. Üç beyazın zehir olduğu söylenir ya... Tam buğday unu inanılmaz faydalı bir gıda. Osmanlı'da hekimler bir çocuğun anne sütünden kesildikten sonra sadece ekmek yiyerek vücudu için gerekli olan her şeyi ölene kadar alabileceğini söylüyor. Tuza gelirsek... Rafine tuz zehirdir. Kaya tuzunda pek çok mineral var. Hekimlerin bir başka uyarısı ise soğan ve sarımsak aynı anda yenmemesi. İkisi de yakıcı madde. Dolayısıyla ikisi aynı anda vücuda gıda olarak aldığınız her şeyi parçalar.

KAHVEYİ ŞEKERSİZ İÇMEYİN
Sigara, Osmanlı'nın son dönemlerinde içiliyormuş. Zararı bilinmiyormuş. Ama çok az içiliyormuş. Kahve bile Osmanlı'nın son dönemlerinde başlamış. Sevilen bir içecek haline gelince halk hekime gidip kahvenin zararını sormuş. Hekimler araştırmış. Sonrasında kahvenin vücuttaki suyu attığı ve kurutucu etkisinin olduğunu bulmuş. Dolayısıyla yanında mutlaka su içilmesini tavsiye ediyor. Şekerli içilmesini öneriyor, şekerin kahvenin zararını azalttığını söylüyorlar.

Yazan: YU56B RTYR, 13 Nisan 2015 Pazartesi 17:39
Asirin: Yorumunuz bir şey ifade etmediğinden kaldırılmıştır.
1 Yorum