[ Asirin ] - Anasayfa
  - Arşiv
     - Genelleme, (Genel Konular..)
Eve Yürüyüş...
2945 defa okundu,

İspanya'nın güneyinde, Estopana adlı küçük bir kasabada büyüdüm.

18 yaşındayken bir sabah babam benden, kendisini arabayla 30 kilometre uzaklıktaki bir tamirhaneye götürüp bırakmam gerekiyordu.

Araba kullanmayı yeni öğrenmiştim ve kullanmak için pek fırsat çıkmıyordu. Onun için hemen kabul ettim.

Babamı köye götürdüm ve öğleden sonra 4'te almaya söz verdim.

Sonra arabayı tamirhaneye bıraktım.

Bir kaç saat zamanım vardı. Fakat bu işten o kadar keyif aldım ki, bir iki derken ipin ucu kaçtı. Son filmi izledikten sonra saate baktığımda saatin altı olduğunu gördüm. İki saat geç kalmıştım. Film izlediğimi bilse babamın kızacağını biliyordum. Bir daha arabayı kullanmama izin vermezdi. Ona tamirhanede arabanın işinin uzun sürdüğünü söylemeye karar verdim.

Buluşacağımız yere vardığımda babamın köşede oturduğunu gördüm. Geç kaldığım için özür diledikten sonra, arabanın işinin uzun sürdüğünü söyledim. Bunun üzerine bana nasıl baktığını anlatamam.

Babam
"Bana yalan söylediğin için çok üzüldüm, Jason." dedi.
"Ne demek istiyorsun baba? Gerçeği söylüyorum." diye yanıt verdim.
Babam bana tekrar baktı.
"Sen geç kalınca tamirhaneyi aradım ve bir sorun olup olmadığını sordum. Bana henüz senin arabayı almaya gelmediğini söylediler. Yani arabayla ilgili bir sorun olmadığını biliyorum."

Birden ne kadar büyük bir suç işlediğimi anladım ve babama gerçeği itiraf ettim. Babam beni üzgün bir biçimde dinledikten sonra:
"Kızgınım ama sana değil, kendime. Eğer sen bunca yıldan sonra bana yalan söyleyebiliyorsan, demek ki ben iyi bir baba olamamışım. Kendi babasına bile yalan söyleyen bir çocuk yetiştirmişim. Eve yürüyerek dönecek ve neyi yanlış yaptığımı düşüneceğim." dedi.

Babama:
"Ama baba, ev 30 kilometre uzakta ve hava karardı. O kadar yolu yürüyemezsin." diyerek karşı çıktım.

Babam ne özür dilemelerim, ne itirazlarıma kulak asmadı. Onu hayal kırıklığına uğratmıştım ve yaşamımın en acı veren derslerinden birini almak üzereydim.

Babam tozlu yollarda yürümeye başladı. Ben de onun arkasından arabayla izliyor, durmadan özür diliyordum. Sürekli olarak arabaya binmesini rica ediyordum. Ama beni duymazdan geliyor ve sessiz, düşünceli, üzgün bir biçimde yürümeye devam ediyordu.

Babamı 30 kilometre hızla takip ettim. Babamın hem fiziksel, hem de duygusal olarak bu denli acı çekmesine tanık ve sebep olmak yaşamımın en üzücü ve acı veren deneyimi olmuştur. Ancak aynı zamanda en büyük yaşam dersini de bu olaydan aldığımı söylemeliyim. O zamandan bu yana hiç yalan söylemedim.