[ Asirin ] - Anasayfa
  - Arşiv
     - Hayattan, (Halimize Şükredelim...)
Hak Edene İyilik Yap...
4466 defa okundu,
Oğlum Arda iyilik yapmayı çok seviyor. Ne garip ki gurur duymamız gerekirken,
bu kadar yardımsever ve merhametli olması iyi mi kötü mü düşünür olduk babasıyla. Neden mi?
Geçenlerde çocuk parkında bir olaya şahit oldum.
Bir çocuk ağlayarak annesinin yanına geldi ve bir çocuğun ona vurduğunu söyledi annesine. Parka geldiğinden beri komşusuyla dedikoduya dalmış
parkı çitlediği çekirdeklerle katletmekle meşgul anne beklentimin
çok dışında bir tepki verdi çocuğuna.
“Neden geliyorsun yanıma? Ben sana ağlayarak gelme yanıma demedim mi?
Sana vuruyorlarsa sen daha çok vur demedim mi?” dedi,
çocuğu kolundan tutup sallarken. Dehşete düşmüş bakakaldım kadına.
Sonra çocuğunun kolundan sertçe tutup olay yeri inceleme ekibi edasında
parktaki o çocuğu aramaya başladı “göster bakim hangisi?”
diye naralar ata ata.
Bu telkinlerle yetişen çocuklar içine mi büyütüyorum
Allah’ım oğlumu dedim kendi kendime. Kurtlar içindeki kuzu gibi.
Herkese iyi davranmasını söylerken;
ona her an saldırabilecek çocuklara karşı savunmasız mı bırakıyordum.
Geneli inceleyecek olursak; maalesef yeni nesil anneler bencil çocuklar yetiştiriyor.
Kendi çocuklarını düşündüklerini sanırken, korkunç bir gelecek hazırlıyorlar,
yine kendi çocukları için. Herkes sadece kendini ve kendi çocuğunu düşünürse
bencil bir toplum içinde yalnız nesiller yetiştiririz.
“Sakın metroda kimseye yer verme.” diyen anneler duydum.
Bir gün kendileri ya da çocukları oturmaya ihtiyaç duyduklarında “sakın yer verme”
diye yetiştirilen bir başka çocuğun karşısında ayakta dikilmek zorunda kalacağını unutanlardan.
Zaten çizgi filmler, oyunlar yeteri kadar şiddet içerir çocuklarımızı sürekli kazanmaya, daha güçlü olmaya, karşısındakini yenmeye yönlendirirken
“sana vururlarsa sen daha çok vur” diyen anneler duydum.
Bir gün kendi çocuğundan daha sağlam vuran birinden dayak yiyebileceğini unutan annelerden.
“Sakın oyuncağını verme çocuklara” diyen anneler gördüm.
Çocuklarını paylaşmaktan yoksun bıraktıklarını ve yalnızlığa ittiklerinden bir haber annelerden.
Nasıl bir topluma hazırlamalıyım çocuğumu Allah’ım diyorum.
Kendimle çelişkiye düşer oldum artık.
Daha dün akşam kötü bir tecrübe yaşadık ailecek.
Hemen herkesin çocuk giyimi için tercih ettiği çok bilindik bir markanın bir şubesinde pantolon bakarken. Oğlum çalışanlar için şöyle bir şey dedi “anne bunların işi ne kadar zor, herkes bozuyor bunlar yeniden düzeltiyor.”
Onayladım. “Yardım edeceğim” dedi fırladı gitti.
Yerde ve boşta bulduğu askıları çalışanlara götürmeye başladı.
Gözlemledim ve neredeyse hiç birinin oğluma teşekkür etmediğini gördüm.
Oğlum 6 yaşında ve hemen her şeye teşekkür eder.
Öyle yüzlerine bakıp beklediğini gördüm.
Bir kişi hariç hiçbir teşekkür etmedi çünkü.
En son bir çalışan eliyle soyunma kabinlerini gösterince Ardayı yanıma çağırdım.
“Ne dedi sana” dedim. “Al onları soyunma kabinine bırak dedi anne” dedi.
“Yardım etme bu kadar yeter” dedim.
Çalışanlara öfkem sesime o kadar yansıdı ki oğlum geri adım attı.
Ağladı ağlayacak bir sesle “ İyi bir şey yapıyorum ama ben yardım ederek.” dedi.
Babasıyla birbirimize baktık.
Babası “hak edene yap iyiliği” dedi.
Fakat 6 yaşındaki bir çocuk “hak edeni” nasıl bilecekti?
“İyi bir şey yapıyorsun evet ama insanlar seni kullanmaya başladığında bu senin açından iyi olmaz” diyebildim sadece.
Rica etmek, teşekkür etmek, merhametli olmak insana bir şey kaybettirmez.
Çocuklarımızı bencillik ve yalnızlık içinde büyütürsek öyle bir toplum yaratırız çocuklarımıza.
Bu iyilik yapayım derken kötülük yapmaktan başka nedir?
Markette, okulda, sokakta, birbirimizin yetiştirdiği çocuklarla beraber olacak hepimizin yavruları.
“Nasıl bulmak istiyorsan öyle bırak” yazıyoruz tuvaletlerimize bile.
Kalbimize ve ülkemize de yazabilsek keşke.