|
Adam, bir oğlu dünyaya geldiğinde âdeta bayram yapmış ve onun için iki kurban kestirip sadakalar dağıtmıştı. Hiç görmemiş gibi yavrusunun yanından ayrılmıyor, birşeyler olur endişesiyle nârin vücuduna dokunmaktan çekiniyordu.Çocuk büyüdükçe adamın sevgisi de büyüdü ve onu iyi bir şekilde yetiştirmek, en büyük gâyesi oldu.- Görsünler, diyordu. Görsünler bakalım çocuk nasıl yetiştirilir.Adamın ilk yaptığı şey, çocuk terbiyesi ile ilgili kitapları okumak oldu. Bu kitaplardan bazısına göre yavrusunu..devamı>> |
|
Evvel zaman içinde Memleketin birinde 90 yaşlarında fakat çok dinç ve genç görünümlü bir adam yaşarmış?Çevresinde bulunan herkes ona çok özenir ve sorarlarmış. ”bu gençliğin sırrı nedir” diye.İhtiyar delikanlı güler geçermiş her soruldukça bu soruya…Ama sorular sık, soranlar çoğalınca cevap vermek vacip olmuş sanki.Düşünmüş nasıl anlatırım bu sırrımı kolayca herkese. Sonra karar vermiş tüm meraklıları yemeğe davet etmeye evine.“Bu davette size sırrımı açıklayacağım” demiş.Herkes merakla davete g..devamı>> |
|
Tasasız bir hayat mı?Yoksa talihsiz olaylar karşısında moral gücümüzü korumak mı?Hayaller kurup mutluluğu bulacağımız günü beklemek mi?Yoksa küçük şeylerden güzellikler süzmek mi?Hayatı sürekli sorgulamak mı?Yoksa olduğu gibi kabullenmek mi?Bütün özlemlere kavuşmak mı?Özlemenin içindeki gizli mutluluğu keşfedebilmek mi?Her dilediğimize sahip olmak mı?Yoksa sahip olduklarımızla yetinmek mi?Sahi neydi mutluluk canNiye kimse mutlu değil hayatındanZengin mutsuz, fakir mutsuz,Yaşlı mutsuz, genç mutsu..devamı>> |
|
1-İnsan beyninin ayaktayken ve açık havadayken yaklaşık yüzde 10 daha fazla çalıştığı düşünülmektedir. Önemli kararlarınızı alırken kapalı alandaysanız, ''volta atmayı' 'deneyebilirsiniz. 2-Yürürken kolları sallamak beynin performansını olumlu etkiliyor. Önemli kararlarınızı açık havada, kollarınızı sağa sola sallayarak yürürken almaya ne dersiniz ? 3-Yabancı bir dil öğrenme beyni güçlendiriyor. Her gün birkaç yabancı ya da yerli yeni kelime öğrenip, kullanabilirsiniz. Sözlük okuy..devamı>> |
|
Sanırım ölüm kelimesiyle ilk tanışmam 8-9 yaşlarında Büyükada’da mahallede arkadaşlarla oynarken olmuştu. Marifetmiş gibi oğlanlardan biri yanıma gelmiş ve aynı Cem Yılmaz’ın yaptığı gibi “ölüceksin çocuk” deyip koşarak yanımdan uzaklaşmıştı. Kelimenin manasını bilmememe rağmen, iyi bir şey olmadığını sezdiğimden mi ne koşarak ve ağlayarak annemin yanına gidip “ölmek ne demek?” diye sormuştum…
Annem ne diyeceğini bilmez şaşkın bir tavırla “aman böyle şeyler de nerden aklına geliyor” diye beni g..devamı>> |
|
Arap, Türk, Rum ve İranlı dört arkadaş vardı. Adamın biri, bir gün bunlara bir dinar verdi. İranlı: engür alalım, yiyelim, dedi. Arap: olmaz! Ben ineb isterim. Türk ise: en iyisi üzüm almak, dedi. Rum: hiç tartışmayın! İstafil alalım, dedi. Aralarında anlaşma olmayınca yumruk yumruğa kavgaya tutuştular. Her ne kadar hepsi de bir meyve istese de, cahillikten dolayı birbirine yumruk vuruyorlardı. Çünkü isimlerin sır ve manalarını bilmiyorlardı. Herkes kendi diliyle üzüm istiyordu.
Eğer dil bilen ..devamı>> |
|
"Sen de dedem gibi ölecek misin, anneanne?" sözleri hasta odasında yoğun sessizlik yaşanmasına neden olmuştu. Geçirdiği ameliyatlardan sonra pek toparlayamamış yaşlı bayan hastamızı ilkokula yeni başlamış torunu ve kızı ziyarete gelmişti. Küçük çocukları hasta ziyaretine kabul etmememiz başlangıçta sorun yaratmış, kısa süreli ziyaret için izin koparmışlardı.
Hasta odasında ana kız konuşup dertleşirken torun araya girip sormuştu o can sıkıcı soruyu.
Kafamı eğip elimdeki dosya ile ilgileniyormuş..devamı>> |
|
1- Bilinçaltınızda her sorunun cevabı vardır. Uykuya dalmadan önce bilinçaltına " Sabah altıda kalkacağım" emrini verirseniz sizi tam saatinde uyandıracaktır.
2- Her gece yatarken kendi kendinize söylediğiniz olumlu ifadeler sağlığınızın ve yaşantınızın kusursuz olması yönünde olsun; bilinçaltınız Bu ifadeyi buyruk olarak algılayıp buyruğunuzu yerine getirecektir.
3- Bir kitap ya da harika bir tiyatro eseri yazmak, fevkalâde bir konuşma yapmak istiyorsanız, bu fikri sevgiyle hissederek bilinça..devamı>> |
|
İspanya'nın güneyinde, Estopana adlı küçük bir kasabada büyüdüm.
18 yaşındayken bir sabah babam benden, kendisini arabayla 30 kilometre uzaklıktaki bir tamirhaneye götürüp bırakmam gerekiyordu.
Araba kullanmayı yeni öğrenmiştim ve kullanmak için pek fırsat çıkmıyordu. Onun için hemen kabul ettim.
Babamı köye götürdüm ve öğleden sonra 4'te almaya söz verdim.
Sonra arabayı tamirhaneye bıraktım.
Bir kaç saat zamanım vardı. Fakat bu işten o kadar keyif aldım ki, bir iki derken ipin ucu kaçtı. S..devamı>> |
|