|
Vaktiyle bir derviş berbere gidip:- Vur usturayı berber efendi, der.Berber dervişin saçlarını kazımaya başlar ve diğer tarafa usturayı vuracakken, mahallenin kabadayısı içeri girer.Doğruca dervişin yanına gider, başının kazınmış tarafına sert bir tokat atarak:- Kalk bakalım kabak, kalk da tıraşımızı olalım, diye bağırır.‘Dövene elsiz, sövene dilsiz’ olan, halktan gelen her şeyin Hak’tan geldiğine inanan derviş, sabreder. Fakat kabadayının tıraş esnasında da dili durmaz, sürekli alay eder d..devamı>> |
|
1- Korku; Düşüncelerimizi felce uğratır. Mantıklı ve zekice davranmamızı engeller. Kesin olarak neden korktuğumuzu bulmalıyız. 2- Stres: Fazla yüklenme anlamına gelir. Günlük hayatta devamlı karşımıza çıkan bir durumdur. Görev dağıtmayı veya reddetmeyi öğrenin. 3- Telâş: Yeteri kadar zaman olmadığını düşünüyorsanız, birinci derecede önemliyle ikinci derecede önemli ayırımını yapın. 4- Kurallar: Düşünce yasaklarına yol açan ilkelerinizi kontrol edin. 5- Rutin olmak: Zama..devamı>> |
|
Öğretmen sınıftaki zeki fakat kıskanç öğrenciye:
“Niçin arkadaşlarını çekemiyor, onların yaptıklarını bozup kavga ediyorsun?” diye sordu.
Öğrenci, bir süre düşündükten sonra,
“Çünkü onların beni geçmelerini istemiyorum” dedi. “En iyi ben olmalıyım. "
Öğretmen, masasından kalktı, eline bir parça tebeşir aldı ve yere 15 cm. uzunluğunda bir çizgi çekti, kıskanç öğrenciye bakarak,
“Bu çizgiyi nasıl kısaltırsın?” dedi.
Öğrenci bir süre bu çizgiyi ..devamı>> |
|
Yaratıcılık, var olandan özgürleşerek, var olmayanı oluşturabilme, beklenti sınırlarını aşabilme eylemidir. İnsanlar bir gün Tanrı katına çıkmışlar. “Artık sana ihtiyaç kalmadı ey Tanrı!” demişler. “Biz insan bile yapabiliyoruz.” “Öyle mi?” demiş Tanrı. “Yapın da görelim.” İnsanlardan biri eğilip yerden bir avuç toprak almış. Tanrı “Hoop bir dakika!” demiş. “Kendi toprağınızdan, kendi toprağınızdan…” (İzgören, 2004).
Bu anektod, yaratma eyleminin paradokslar..devamı>> |
|
Dul bir kadının altı çocuğu bir de ihtiyar anası vardı. Kadın geçimini sağlamak üzere, her gün göz nuru dökerek iplik eğirir, pazara çıkar ve anası ile çocuklarının rızkını temin etmeye çalışırdı.
Bir gün bu dul kadın vefat eder, çocukların bakımı ise ihtiyar kadına kalır. Kadın pazara her hafta çıkamıyor, ip eğiriyordu. Bir zaman baktı ki 600 dirhem kadar ip eğirmiş, pazara götürmeye karar verdi. (Yarabbi, bu öksüzlerin, yetimlerin rızkını bol ihsan et) diyerek sabah erkenden pazarın y..devamı>> |
|
Medineli Sabit bin Kays, sahabenin ileri gelenlerindendi. Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem)’e hizmetten asla geri kalmaz, sözünden ise bir an olsun dışarı çıkmazdı. Efendimiz de onu çok severdi. Hatta bir küçük hatası yüzünden aşırı üzüntüye kapılan Sabit’i teselli ederek “Sabit cennetliklerdendir.” buyurmuştu.İşte bu Sabit’in aile içi bir sıkıntısı vardı. Hanımı Cemile, Sabit’e bir türlü ısınamamış, onu sevememiş, içindeki ilgisizliği yenip de bir gün olsun sevgiyle muhatap olamamıştı.
&..devamı>> |
|
Yalnız yaşayan bir derviş, sahranın bir köşesinde oturuyordu. Yanından adamlarıyla bir hükümdar geçti. Derviş, başını kaldırıp hükümdara iltifat etmedi. Hükümdar öfkelendi. Vezir dervişe dedi ki: - Niçin saygı göstermedin?
Derviş cevap verdi: - Hükümdara söyle, kim kendisinden nimet umuyorsa saygıyı ondan beklesin. Şunu da bilsin ki, hükümdarlar halkın koruması içindir. Koyun, çoban için değildir. Fakat çoban, koyun içindir.
Hükümdar, dervişin sözünü beğendi: - Benden bir şey..devamı>> |
|
Kayserili iş adamı işi vesilesiyle arabasıyla Ankara'ya gelir. Vakit akşamüstüdür. Ulus civarında arabasını park edecektir. Ama sokaklar dolu, boş yer görünmüyor.
Girdiği sokakta ilerlerken yolun sonuna doğru bir arabalık boşluk fark eder, yanaşır.
Bu arada dükkanını kapatan bir Karadenizli vatandaşımız anahtarları elinde, gelene bakar. Yardımcı olmak ister.
İleri geri, sağa sola manevralar ettirerek yarım saate yakın uğraşırlar. Sonunda o bir arabalık yere park etmes..devamı>> |
|
Şehrin en modern kreşine bebeğiyle birlikte gelen genç anne, masasının üzerindeki süslü yazıdan müdür olduğu anlaşılan adama:
-Çocuğumu buraya vermek istiyorum, dedi. Duyduğuma göre en bilimsel bakım sizinki imiş.
Müdür bey kasılarak:
-Doğru duymuşsunuz, dedi. Baştan sona her şeyimiz öyledir.
Genç kadın duyduklarından çok mutlu olmuştu. Bebeği göstererek:
-Bilimsellik gerçekten de güzel şey, dedi. Bu haylazı uslandırır İnşallah.
Müdür bey..devamı>> |
|