|
Kilo alımı zaman zaman her kadının kabusu olmuştur.Kıyafetlerimizi denerken dar [şişmanlık]gelmesini kabullenememek, pantolonumuzu giyerken zorlanmak,aynaya baktığımızda farklı birini görüyormuş hissine kapılmak, açık iştahımıza rağmen yediklerimizin kalori hesabını yapmak çok sevimsiz ve tatsız bir durum.Günlük yaşamamızda beslenirken en çok yaptığımız hataları sıralayalım;
1- Enerjisi yüksek besleyici değeri az olan besinleri tercih etmek sık olarak bu tür yiyecekleri tüketmek en çok ..devamı>> |
|
Günahkar bir adamdı. Ayık gezmezdi.
Bütün bir köy halkı yaka silkiyordu adamdan. Ölse de bir kurtulsak, diyorlardı. Bir karısı vardı adamın, bir de kendisi. Hiç çocukları olmamıştı. Köy halkı böyle bir adamın zürriyetinin olmadığına memnundu.
Kadın ise adamın haline üzülse de ses çıkarmazdı, çıkaramazdı. Otuz yıldır evliydiler, döverdi, kızardı, her gün biriyle kavga ederdi. Ama kocasıydı işte, evinin erkeği idi. Adam iyice yaşlanmıştı artık. Öksürük nöbetleri uykusunu bölüyor, iki ba..devamı>> |
|
Bir padişahın ganimet malından eline güzel ve sevilen bir kumaş geçer. Terzi başını çağırtıp o kumaşı eline verir. Terzi başı kumaşı görünce aklı başından gider. Ve sanki hasta olur. Padişaha kaftan kesmek için yaklaşıp evvela tahmin için eline arşın alır: -Sultanım, üstadlar: Bin ölç bir kes, ölçmeden kumaşa el vurmasın hiç kes (kimse) demişler, der.
- Sultanım, bu kumaş kaftan olmaya el vermez, diye söyler. Dörtte bir, çeyrek daha gerekir ki, hazret-i sultana layık bir kaftan olsun. P..devamı>> |
|
Evliyanın büyüklerinden İbrahim bin Edhem k.s. Hazretleri anlatıyor:
Babam Horasan ‘ Belh hükümdarlarındandı. Bir gün atına binip ava çıkmıştım. Önüme çıkan -tilki veya tavşan- bir hayvanı kovalıyordum. Arkadan bir ses duydum:
- Ey İbrahim, sen bunun için yaratılmadın, bununla emrolunmadın!
Sağa-sola bakındım, fakat kimseyi göremedim. Aynı sesi daha açıktan, sonra da pek yakından yine iki kere duydum. Bu sefer durdum ve dedim ki: Bu bana Allah’tan bir uyarıdır. Vallahi..devamı>> |
|
Büyük İskender, büyük filozof Aristo’ya bir mektup yazıp sorar:- Zaptettiğim topraklardaki insanları tahakkümüm altında tutabilmek için neler yapmalıyım?1- Ülkenin ileri gelen insanlarını sürgüne mi göndereyim?2- Ülkenin ileri gelenlerini hapse mi atayım?3- Ülkenin ileri gelenlerini kılıçtan mı geçireyim?
Aristo’dan cevap gelir:1- Sürgünde toplanıp sana karşı başkaldırırlar.2- Hapishaneler militan yuvası olur, kontrolden çıkar.3- Onlardan sonraki kuşak intikam hırsıyla büyür, tahtını sallar.
A..devamı>> |
|
Selma, 6 çocuklu bir ailenin dördüncü çocuğuydu, bana geldiğinde 8 yaşındaydı. Selma’nın onu psikolojik olarak susmaya iten, “seçici konuşmazlık” dediğimiz sürece getiren olaylar beş yaşındayken başlamıştı.
Selma, beş kardeşi, anne ve babasıyla kendi halinde normal bir yaşam sürerken, bir gün annesi hastalanıyor. O dönemlerde beş yaşlarında. Kendisinden büyük iki abla, bir ağabey ve kendisinden küçük iki kardeş daha var.. Küçük kardeşin yeni doğduğu dönemde anne ciddi sağlık sorunlarıyl..devamı>> |
|
Küçük kasabanın birinde, bir caminin tam karşısında arazisi olan adam, arazisi üzerine bir genelev inşa etmeye başlamış. İmam ve cemaat buna şiddetle itiraz etmişler, ancak mal sahibinin kendi arazisi üzerine nasıl bir iş yeri açacağına da yasal olarak karşı çıkamamışlar. Tüm cemaatin tek yapabildiği şey, imamın öncülüğünde bu genelev için hergün beddua etmekten öteye geçememiş.
İnşaat ilerlemiş ve açılışına birkaç gün kala her nasılsa şiddetli bir yıldırım düşmesi sonucu genelev yerle bi..devamı>> |
|
Güzel bir Pazar günüydü. Sabahın esen tatlı rüzgârıyla birlikte kahvaltı hazırlıyordu Nurcan Hanım. Çocuklar da anneleriyle kalkmışlar, tatilin ve dağ evinin keyfini çıkarıyorlardı. Nurcan Hanım, sofrayı hazırlamış, beyini ve çocuklarını çağırmıştı. Hep birlikte sevgiyle güzel bir kahvaltı yapacaklardı.
Bu sırada büyük oğulları Ömer, yavru bir kedi görmüş ve sevmeye başlamıştı. Nurcan Hanım, telaşla:
“-Oğlum, şimdi kahvaltıya oturacaksın, ne diye ellerini kirletiyorsun?!” dedi...devamı>> |
|
Bir gün seminere başlamadan önce kısa boylu güler yüzlü birisi geldi, Hocam elinizi öpmek istiyorum, dedi. Ben el öptürmekten pek hoşlanmadığım için, yanaktan öpüşelim, dedim, öpüştük. Aramızda şöyle bir konuşma yer aldı:
- Hayrola, neden elimi öpmek istedin?
- Hocam, üç yıl önce sizin bir seminerinizi katıldım. Hayatım değişti. O seminerden sonra daha mutlu bir ailem var ve size teşekkür etmek istiyorum; onun için elinizi öpmek istedim.
- Ne oldu, nasıl oldu?
..devamı>> |
|