|
İmam-ı Azam Ebu Hanefi'nin köyüne bir dinsiz gelir.
Meydana çıkar köylüye sorar:
Şu ağacı görüyormusunuz?Köylü :- Evet
Şu evi görüyormusunuz?-Evet
Şu dağı görüyormusunuz?-Evet
Peki Allah'ı görüyormusunuz?Köylüde ses yok...
Dinsiz :-Yok ki göresiniz der.
Köylüden bazıları henüz 12 yaşında olan İmam-ı Azam Ebu Hanefi'ye haber verirler. Mübarek gelir. Dinsiz ona da aynı şeyleri söyler.
Hazret bunun üzerine köylüye sorar:Bu adamın şapkasını görüyormusunuz?Köylü:-Evet
Ayakkabısını gö..devamı>> |
|
Başarılı bir işveren, iyi bir çalışan olmanın birkaç yolu olabilir; ancak başarılı olmanın ortak yolu zihninizi canlı tutacak metotlar geliştirmektir. Zihninizi canlı tutarak işinizin gerekliliklerini kusursuzca yerine getirebilir, böylece sizden beklenenleri tam ve güvenilir şekilde tamamlayabilirsiniz.
Bu gün ne yapacaktım?
Özür dilerim, unuttum!
Bunu atlamış olmalıyım… Gibi bahane sözcüklerini hayatınızdan çıkartabilirsiniz.
Nasıl mı? Japonların geliştirdik..devamı>> |
|
Günün son dersinin sonuna gelinmişti. Öğrenciler çıkmak için sabırsızlanıyordu. Defter ve kitaplarını çantalarına koydular. Zil çalar çalmaz, dışarı çıkmak için hazırdılar. Yalnız, Ali hazırlanmamıştı. Gecikmek için de elinden geleni yapıyordu. Nihayet zil çaldı. Öğrenciler bir anda kapıya yöneldi. Ali, yerinden kalkmadı. Ağır ağır eşyasını topladı. Bir yandan göz ucuyla öğretmenine bakıyor,bir yandan da arkadaşlarının gitmesini bekliyordu.
Öğretmeni, onun bu halini fark etti:
..devamı>> |
|
Polisin biri bir gün yolda giderken bir kurbağa görür ve kurbağa dile gelir
- Ben aslında bir insanım, eğer beni bir kere öpersen çok güzel bir prenses haline gelirim”
Polisin kurbağayı eline alır ve cebine koyar. Kurbağa tekrar dile gelir
- Eğer beni öpersen çok güzel bir prenses olacağım, ve seninle 1 hafta kalmaya razıyım.
Polisin kurbağayı cebinden çıkarır, şöyle bir bakar ve gülümseyerek yeniden cebine koyar.
Kurbağa yalvarmaya başlar
- Eğer beni öper ve güzel bir prenses haline çevir..devamı>> |
|
Resül-i Ekrem (s.a.v her zamanki gibi meclisinde oturmuş ve dostları da etrafında halka şeklinde, onu bir yüzük taşı gibi ortaya almışlardı. Bu arada eski elbiseli fakir bir müslüman kapıdan içeriye girdi. İslami adetlere göre herkes her hangi mevkide olursa olsun bir oturuma girince nerede boş yer bulursa hemen oraya oturmalıdır. 'Benim canım şurasını istiyor' görüşüyle özel bir yere oturmak gerekmez. O adam etrafına bakındı ve boş bir yer buldu; gitti oraya oturdu. Tesadüfen ileri gelen zengin..devamı>> |
|
Orta yaşlı bir hanım, bir giyim mağazasına girmişti. Her reyonu bir kaç kere gezdikten sonra, kendisiyle ilgilenen tezgâhtar kıza dönüp:
- Ben öğretim üyesiyim, diye söze başladı. Çok modern bir kıyafet istiyorum. Biraz dekolte olsada sakıncası yok. Üniversite ortamında, özgürce giyinmekten çok hoşlanıyorum.
Genç kız ona gülümseyip:
- Sizi tanıyorum efendim, dedi. Çok şık giyindiğinizde biliyorum. Biraz önce baktığınız siyah döpiyes, bence aradığınız kıyafettir. Fakat bu yılın Fransız modası,..devamı>> |
|
Sultan II. Abdülhamid Han zamanında Yavuz Sultan Selim’in türbedarının hanımı hamiledir ve bir gün canı kiraz çeker. Ve kocasına der ki :
- Canım çok kiraz çekti bana bir kilo kiraz alda gel.
Adam çarşıda köşe bucak kiraz aramaya koyulur. Kiraz var ama çok pahalıdır. Bir türlü parasını toplayıp kiraz parasını biraraya getiremez. Döner dolaşır türbeye gelir. Kabir’in yanı başında oturur ve sandukaya vurur. Der ki :
- Ey büyük İslam padişahı, cihan şahı, onca senedir hizmetini görürüm ama bir h..devamı>> |
|
Geçimini hamallık yaparak elde eden bir adam vardır. Bu adam her namazın ardından şöyle dua ederdi.
"Ya Rabbi Bana Ne Verirsen Hayırlısını Ver. Bir Tane Ekmek Bile Olsa Hayırlısı Olsun."
Bu adama neden bu şekilde dua ediyorsun sebebi nedir diye soruyorlar. Hamal anlatıyor:
Ben eskidende geçimimi bu şekilde sağlardım. Bir gün sırtımda ağır bir yükle bayırı çıktım yükün sahibi paramı verdi. Onunla ekmek aldım ve yerken şöyle dua ettim. "Allah'ım Ne Olurdu ki Zorlukla Ekmek Parası Ka..devamı>> |
|
Theodore Levitt yıllar önce “İnsanlar çeyrek inç’lik bir matkap satın almazlar, çeyrek inç’lik delik satın alırlar” demişti. O dönemin pazarlama iletişimini ürünü basitçe anlatmaktan / sergilemekten ibarete indirgeyen anlayışını değiştirmek açısından devrimci ve dahiyane bir motto’ydu. Ama tıpkı “Pazarlamanın 4 P’si” dersi veren akademisyenlerin devrinin kapandığı gibi, Levitt’in tarihi sözünü de “kutsal kitap” kabul etmenin vakti geldi de geçiyor bile.
İnsanlar neden kariyer sahibi olm..devamı>> |
|