|
Şehre gelen papazın biri, Müslüman bir çocuğa kilisenin yolunu sorar:
“Yavrum, ben yabancıyım, kilise nerede, yolunu gösterir misin?”
“Peki amca” der çocuk ve onu kiliseye götürür.
Kiliseye yaklaşınca papaz: “Yavrum, seni çok sevdim! Şu parayı ve şekerleri al; yarın kiliseye gelirsen sana cennetin yolunu gösteririm” der.
Çocuk şöyle cevap verir:Peki, ama sen kilisenin yolunu bile bilmiyorsun; cennetin yolunu nasıl göstereceksin!.
..devamı>> |
|
Bir yolcu gemisi yolculuk esnasında kopan bir fırtınada batar ve içindekilerden sadece iki adam küçük ve ıssız bir adaya yüzmeyi başarırlar.
Ne yapacaklarını bilemeyen bu iki kazazede Allah'a yalvarmaktan başka çarelerinin olmadığına karar verirler. Fakat kimin duasının daha güçlü olduğunu anlamak için adayı ikiye bölmeye karar verirler ve adada karşılıklı olarak yaşamaya başlarlar.
İlk diledikleri şey yiyecektir. Ertesi sabah, birinci adam kendi tarafında dalları meyve dolu bir ağaç bulur ve ..devamı>> |
|
Güney Afrika’nın Cape Town şehrindeki bir hastahanede devamlı olarak gizemli ölümler oluyordu. Hemşireler haftalardır üst üste her cuma günü 311 numaralı yoğun bakım odasına yatırılan hastaları ölü bulmaktaydılar. Bu sırlı ölümlere uzun süre açıklama getirilemedi.
Herkes meselenin çözülmesi için seferber oldu:Uzmanlar odanın havasını bakteriyolojik olarak kontrol ettiler. Güney Afrikanın önde gelen bilim adamları ölenlerin aileleriyle üç hafta boyunca görüşmeler yaptılar. Hatta işin içine polis..devamı>> |
|
Bir yaz günü, yetiştirdiği hayvanların arasına birkaç tane de kaz ilave etmeyi düşünerek, karşı yakadaki kaz çiftliğine gitmek üzere yola çıkan Yüksel Bey, saatlerini çok iyi bildiği ve hiçbir zaman kaçırmadığı feribotu kaçırır.
O sıcakta bir sonraki feribotu beklemeyi göze alamayınca da kaz alma planını bir sonraki güne erteleyerek geri dönmeye karar verir.
Dönüş yolunda otomobiliyle ilerlerk...en, bir kaz sürüsüyle karşılaşır.
Kazları takip ederse kendisini mutlaka ait oldukları yere göt..devamı>> |
|
Arabam bir kaç defa tekledikten sonra istop etmiş ve beni bilmediğim bu yerlerde yüzüstü bırakmıştı. Âniden yağmaya başlayan kar ön camı tamamen örttüğü için dışarısını ancak yan camlardan görebiliyordum.
İçimden:
— Ocak ayında seyahata çıkmak senin neyine gerek? diyordum. Havalar birkaç gün iyi gitti diye, yaz mı geldi zannettin?
Evet, bir hata yaptığımı kabul etmeliydim. Üstelik anayoldaki trafiğin yoğunluğundan kaçmak için bu bozuk yola girmiş ve sonunda dağ başında kalakalmıştım.
Soğukta..devamı>> |
|
Abdülkadir Geylani Hazretlerine birisi bir köle hediye ediyor, diyor ki: "Bu köleyi alın, zatınıza hizmetçi olsun."
Abdülkadir Geylani Hazretleri köleyi alıyor, evine getiriyor, "Evladım, bak," diyor, "şu odalar yatma yeridir, şu elbiseler de giyilebilir. Yemek istiyorsan işte şu yemekler var."
Ondan sonra soruyor: "Şimdi gördün bunları, nerede yatmak istersin?"
Kölenin cevabı: "Nereyi münasip görürseniz." "Peki hangi elbiseyi giymek istersin?" "Hangisini uygun görürseniz." "Hangi yemeği seve..devamı>> |
|
Vaktiyle bir ateşperest, oğlunu evlendirmektedir.Düğün günü çok koyun ve inek kesilir.Et kokuları mahalleyi sarar.Ancak evin bitişiğinde, Müslüman, dul bir kadın, dört yetimiyle yaşamaktadır.
Hepsi de günlerdir açtırlar.
Kadıncağız, düğün evinin kapısını çalıp, "ateş" ister.Ancak maksadı başkadır."Belki yemek verirler" diye gitmiştir.Adam, kadının niyetini anlasa da, bir şey vermez.Kadıncağız, bir daha gidip "ateş" ister. Yine eli boş döner.
Üçüncüde yine öyle. Ama ne olur bil..devamı>> |
|
"Denizli'de araştırma yapmak için kamp kuran bir grup üniversite öğrencisi, kamp yakınına tüneyen bir Denizli horozunun sabahın erken saatlerinde yüksek sesle ötmesinden çok rahatsız olmuşlar...Sabahın köründe ortaya çıkan horoz, önce dikleniyor, sonra dakikalarca ötüyormuş...Tabii ekipte ne uyku ne de huzur bırakmıyormuş...Sonunda sabırlar tükenmiş...Susturmak için başlamışlar horozu kovalamaya...Horoz önde.. Gençler peşinde...Mahalle arasına dalmışlar...Kovalamacayı gören, fakat bir anlam vere..devamı>> |
|
İş adamının işleri bozulmuştu. Ne yaptıysa olmuyordu.Bir zamanlar çok başarılı bir insan olmasına rağmen şimdi büyük olan sadece borçlarıydı. Bir taraftan kredi verenler onu sıkıştırırken, diğer taraftan da bir sürü insan ödeme bekliyordu. Çok bunalmıştı ve hiçbir çıkış yolu bulamıyordu. Nefes almak için parka gitti. Bir banka oturdu, başını ellerinin arasına aldı ve bu durumdan nasıl kurtulacağını düşünmeye başladı.
Tam bu sırada birden, önünde yaşlı bir adam durdu.
-Çok üzgün..devamı>> |
|